Süleyman ALTINHAN

İNSANLIĞIN YİTİK AHLAKI; TEVBE

featured
service

      Tevbe nimetini anlamak için  nasıl yitik bir miras oluşunu Hz. Muhammed s.a.v.’in bize anlattığı şu ibret dolu hikayeye kulak verelim:

“Doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam vardı. Bir ara yeryüzünün en bilgin kişisini sordu. Kendisine bir râhib tarif edildi. Ona kadar gidip, doksan dokuz kişi öldürdüğünü, kendisi için bir tövbe imkânının olup olmadığını sordu. Râhib: ‘Hayır yoktur!’ dedi. Bu adam onu da öldürüp cinayetini yüze tamamladı. Bunun üzerine adamcağız, yeryüzünün en bilginini sormaya devam etti. Kendisine âlim bir kişi tarif edildi. Ona gelip, yüz kişi öldürdüğünü, kendisi için bir tövbe imkânı olup olmadığını sordu. Âlim: ‘Evet, vardır, seninle tövben arasına kim perde olabilir?’ dedi. Ve ilâve etti: ‘Ancak, falan memlekete gitmelisin. Zîra orada Allah’a ibadet eden kimseler var. Sen de onlarla Allah’a ibadet edeceksin ve bir daha kendi memleketine dönmeyeceksin. Zira orası kötü bir yer.’

Adam yola çıktı. Giderken yarı yola varır varmaz ölüm meleği gelip ruhunu kabzetti. Rahmet ve azap melekleri onun hakkında ihtilâfa düştüler. Rahmet melekleri: ‘Bu adam tövbekâr olarak geldi. Kalben Allah’a yönelmişti.’ dediler. Azap melekleri de: ‘Bu adam hiçbir hayır işlemedi.’ dediler. Onlar böyle çekişirken insan suretinde bir başka melek, yanlarına geldi. Melekler onu aralarında hakem yaptılar. Hakem onlara: ‘Onun çıktığı yerle, gitmekte olduğu yer arasını ölçün, hangi tarafa daha yakınsa ona teslim edin.’ dedi. Ölçtüler, gördüler ki, gitmeyi arzu ettiği iyiler diyarına bir karış daha yakın. Onu hemen rahmet melekleri aldılar.” Başka bir diğer rivayette aynı hikaye ile ilgili olarak şöyle denmiştir: “Allah c.c. beriki köye adamdan uzaklaşmayı, öbür köye de yaklaşmayı vahyetti, sonra da: ‘Adamın geldiği ve gitmekte olduğu köylere uzaklıklarını ölçüp kıyaslayın.’ dedi.” (Buharî, aynı bab.)

Bizler bu hadis-i şeriften anlamamız gereken ilk şey, insanı en güzel tanımlayan dinin İslam olduğudur. İnancımızda affolunmayan günahın olmadığını bize hatırlatıyor. Peki bu tövbe nasıl olacak? Öncelikle tövbe ifadesini sadece ilahi bir kavramdan öte insani ilişkilerimizdeki yaptığımız “hatalardan” başladığının bilincinde olup o kişilerden “helallik” almaktan başladığını bilmemiz gerekiyor. Bunun yanında da Rabbimiz’in bizim hayatımızı güzel bir nizam için yasakladığı günahlar olup ona sığınırak yapılan amele “tövbe” denir. Bunun yanında Günümüz insanın en büyük hasleti evvela yaptığımız yanlışı/hatayı/günahı kabul etmemektir. Bunu kabul etmemiz gerekir çünkü bu kabul etmeyişimiz bir yandan da bizleri kibre sürükler. Kılavuz kitabımızın bize bunu nasıl ifade ettiğine bakarsak, “Nasuh tövbesi” etmemiz gerektiğini görüyoruz. Nasuh tövbesine meallerimiz “içtenlik, samimiyet” olarak çevirirken en güzel açıklanacak ifade ise “sütünü sağdığın bir ineğin O sütünü tekrar hayvancağıza iade edebilir misin? El cevap; tabii ki de hayır!” İşte bir daha o günaha dönmeyeceksin ama insan kelimesinin bir anlamı da “unutan, hataya düşen” olduğu üzere nefse uyup hatayı tekrarlayabiliyoruz. Tövbemizde ısrarcı olup şeytana fırsat tanımayacağız. Tövbe bu kadar önemliyken yukarıda belirttiğimiz üzere içtenliğimizi, samimi olmayı ihmal etmeyeceğiz. Samimiyetin önemi şöyle ki; Hz. Yusuf’un kardeşleri dediler ki; “Yusuf’u biz kuyuya atıp ortadan kaldıralım sonra Allah’a tövbe ederiz.” Böylesi art niyetli olduklarından dolayı ki; Allah onlara rivayete göre 44-45 yıl tövbeyi nasib etmedi. 44 yıl sonra ise yine tövbe etmediler. Yusuf a.s.’ın karşısına çıkınca o hatırlattı ve “bugün size bağışlanma günü” deyip affetti. Yani niyet bozuk olunca, Allah da tevbeyi hiçbir şekilde nasip etmedi. Bizler de evvela hatamızın bilincinde olup safi, samimi niyetle tövbeye başvurmalıyız.

Bizler de şu dünya hengamesinde insan olduğumuzu, yani unutan varlık olduğumuzun bilincinde, yanlışlarımızı telafi etmek için çabalayıp hayatımızı güzelleştirmeye gayret etmeliyiz. Rabbimiz bize evvela art niyetten uzak eyleyip işlediğimiz günah ve hataların farkına varıp tövbe etmeyi nasip etsin. Âmin.

İNSANLIĞIN YİTİK AHLAKI; TEVBE

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Reklam