Değerli Okuyucular, Saygıdeğer Dostlar, Bu Gölyaka depremi hala bölgemizde etkisini sürdürüyor. Artçıların Düzce merkezdeki korkusunu sık sık gündeme getirip insanlarımızın daha fazla tedirgin olmasını istemiyorum. Özellikle çocuklarımızın daha çok korktuklarını tahmin ediyorum. Öncelikle onları bu psikolojiden uzak tutmaya çalışalım. Geçen hafta yazdığım gibi bir an önce kentsel dönüşümü kendimiz ve çevremiz için hayata geçirmeye çalışalım. Ben de bu hafta başka bir konu modern tarım aracı dediğimiz pat patlarla ilgili yazıp sizleri bir nebze olsun bu deprem stresinden biraz uzaklaştırmak istedim.
Ülkemizdeki halkımızın büyük çoğunluğu kırsal kesim dediğimiz köyler, beldeler ve kasabalarda yaşıyor. Bu insanlarımızın %80’ni tarımla uğraşıyor. Bunlar cumhuriyetin ilanından 1960’lara kadar çoğunlukla ulaşım, yük taşıma ve tarımsal üretim faaliyetlerinde en çok at, eşek, katır, öküz ve manda gibi geleneksel tarım hayvanlarını kullanmışlardır. İlçemizde de bu hayvanların gücü ile yapılan tarımsal faaliyetleri bizim kuşak çok iyi bilir. 1955 yılında Amerikan yardımları ile Ankara’da traktör fabrikası kurulmuş ancak tüm ekipmanı ithal olduğu için faydalı olmamıştır. Daha sonra ise ilk traktör fabrikasını TZDK’nın 1962’de Adapazarı’nda kurduğu traktör fabrikası, ikincisi ise 1976’de Konya’da kurulan TÜMOSAN Motor ve Traktör Fabrikası’dır. Amcamın askerliğini şoför olarak yapması dolayısıyla 1969 yılında 450 Fiat traktörüne sahip olmuştuk. O zamanlar Yığılca’da 5-6 traktör vardı. Bunlar daha çok orman ve ulaşımda kullanılıyordu. Zamanla düz arazilerde bu traktörler tarımda kullanılmaya başlandı.
Tarım ve hayvancılıkla hayatını idame ettiren Türk insanı satın alma gücünün düşük olması buna karşın traktör fiyatlarının yüksek olması nedeniyle pratik zekâsını kullanmaya yöneltmiştir. Bu bağlamda, ilk pat pat 1962-1963 yıllarında Akşehir Gürnes (Altuntaş) köyünde Deli İsmail lakaplı İsmail Aktekin tarafından yapılmıştır. Isparta Senirkent Büyükkabaca, Afyon Çobanlar ve Konya Akşehir ve bölgemiz en önemli yapım merkezleridir. Zamanla Konya’da kurulan motor fabrikasındaki pancar motorları pat patlarda kullanılmaya başlanmıştır. Pat pat; ülkemizde her geçen gün giderek yaygınlaşan Türk insanın zekâsının ürünü olan alternatif bir tarım ve ulaşım aracıdır. Kısaca günümüzün “modern eşeğidir. ” Ancak tarımdaki kullanımının yanında ulaşımda kullanılması biraz sakıncalıdır. Çünkü yapısı itibari ile mekanik donanımı zayıftır. Bu yüzden tarımdan ziyade ulaşımda kazalar olmakta, insanların ölümüne veya sakat kalmasına sebep olmaktadır. Bunun en önemli nedeni bence kullanım hatasıdır. Hiç araç kullanmamış trafik kurallarından habersiz insanların veya çocuk ve gençlerin hız tutkusu buna zemin hazırlamaktadır. Devletin bu konuya el atması gerekir. Eskiden Halk Eğitim müdürlüklerince traktör sürücü kursları açılırdı. Açılacak bir pat pat kursu ile sertifika verilmesi ve pat patlara plaka takılması bu konuda çözüm olabilir. Araçların kayıt altına alınması güvenlik açısından zorunludur. Yakıtının ekonomik olması ve insanların yüklerini taşıyabilmesi için bu araçlara ihtiyaçları var. Onun için yük taşımasında kullanılmasına imkan sağlanmalıdır.
Değerli Okuyucular her güzelliğin bir sıkıntısı oluyor, onun için atalarımız: “Gülü seven dikenine katlanır. ” demişler. Biz de pat patlarla yaşamaya alışacağız. En fazla da gürültüsü sıkıntı veriyor. Takılacak bir susturucu ile bundan kurtulabilirim. Yeter ki kazalara yol açmasın. Bu arada tırlar onlardan da tehlikeli. Özellikle Alaplı yolunda Dere başı mevkisine kadar olan dar yolda tehlike saçıyorlar. İlçe jandarma ve trafik polislerinin o yolda denetimlerini aksatmadan yapmaları gerekir. Pat pat kullanıcıları gibi tır şoförlerinin de ara sıra kursa alınması iyi olur düşüncesindeyim. Mobese kameralarının; ilçenin girişi, hastanenin girişi ve Alaplı yönünden Ahmetçiler mezarlığına yerleştirilmesi gerekir. İhtiyaç yoksa pat patların insanları rahatsız etmeleri engellenmelidir. Özellikle köylerde jandarmanın tedbirleri alması ve muhtarlarla işbirliği yapması lazımdır. Sabahın erken saati ve gece 24.00’ten sonra zorunlu olmadıkça çalıştırılmamalıdır. İlçemiz ve bölgemizde tüm kazaların son bulması, her türlü afetlerden uzak olmamız dileklerimle: Dostça kalın, sevgiyle kalın, sağlıkla kalın; hoşça kalın.
2247 kez okundu.
