Espressolab’ın sahibinden ‘manda spermi kaçakçılığı’ itirafı

featured
service

Kocadağ, manda spermi kaçakçılığı hikayesi ile ilgili “Buradaki mandacılardan öne geçmem gerekiyordu. Sene 2012, 10 seneyi geçtiği için yargılanmıyorum sanırım. Azot tankının içinde manda spermi kaçakçılığı yaptım.” itirafı sosyal medyada gündem oldu.

ESPRESSOLAB’IN BÜYÜME HİKAYESİ

Hızla tanınan kahve zincirinin büyüme hikayesine dair Sol Haber’den Yalçın Cuğ ve Sabah’ta yayımlanan iki yazıda bazı detaylar verilmişti…

Sol Haber’den Yalçın Cuğ’un yazısından;

Her şey 29 yaşındayken bir üniversite yerleşkesine açtığı küçük bir kahve dükkânıyla başladı. Kurduğu bu küçük işletme sadece 10 yılda, 11 farklı ülkede 200’ü aşkın şubeyle faaliyet gösteren bir marka haline geldi.

Kocadağ Aile Şirketleri Grubu’na bağlı olan markanın, 234 şubesi bulunuyor. Öte yandan İstanbul Merter’de bulunan eski bir fabrikaya kurulmuş olan “Espressolab Roastery” isimli şube, hem kavurma merkezi hem de Avrupa’nın en büyük kahve dükkânı unvanına sahip.

Esat Kocadağ’ın deyimiyle “üç günde bir yeni şubesi açılan” marka, 134 şubesini son 1,5 yıl içinde açtı. Kocadağ’ın iddiasına göre bu şubelerden yalnızca 22’si onlara ait, diğerleri imtiyaz hakkı kapsamında başkaları tarafından işletiyor. Ancak diğer şubeler, isim hakkı nedeniyle 700 bin TL’yi ve cirolarının da yüzde 5’ini Kocadağlara veriyor.

2024 yılında 400 şubeye ulaşmayı hedefleyen marka, 11 ülkede faaliyet yürütmekte: Mısır’da 15, Fas’ta 13, Kuzey Kıbrıs ve Katar’da 4’er, Dubai, Ürdün, Almanya ve Irak’ta 3’er, Güney Afrika’da 2, Portekiz’de ise 1 şube bulunuyor. Kocadağ talep olursa Moğolistan’a bile şube açabileceklerini söylüyor.

Tanzanya, Etiyopya, Endonezya, Guatemala, Kolombiya, Brezilya ve Kenya’daki yerel çiftliklerden alınan kahve “Espressolab Roastery”de kavruluyor. Espressolab’in internet sitesinde yer alan bilgilerde ise “yerel çiftçiyi destekleme, bilimsel tarıma katkı sağlama, genç çiftçileri teşvik etme, sosyal sorumluluk projeleriyle çiftlik bölgelerindeki kadın ve çocukları güçlendirme, çiftçileri iklim değişikliğine karşı bilinçlendirme” gibi halkla ilişkiler çalışmalarına dair vurgular bir hayli fazla.

PENDİK’TEN, KARTAL’DAN KAHVE İÇMEYE GELİYORLAR

Sabah gazetesinden Hülya Güler’in yazısından;

Espressolab, 220’yi aşan şube sayısıyla Türkiye’nin Starbucks’tan sonraki en büyük kahve zinciri markalarından biri. Bırakın Avrupa’nın en büyük cafesi unvanına sahip 6 bin metrekarelik Merter şubesini, herhangi bir şubesine gitmiş olanlar, neden bir Espressolab’a gittiniz mi diye sorduğumu anlayacaklardır.
Espressolab’ın Kurucusu ve CEO’su Esat Kocadağ, içinde bir sinema salonu bile olan böyle bir şube için İstanbul’da çok yer aramış. Sonunda da Merter’de eski bir karton fabrikasını bulmuş. ‘Merter’e kim gelir, hem de kahve içmeye, her yer cafe’ diyenler olmuş ama Kocadağ’ı durduramamışlar. “Aklımdakini tam olarak gerçekleştirebilirsem kahve tutkunlarının İstanbul’un en uzak noktasından bile buraya geleceğini biliyordum. Nitekim gençler ta Pendik’ten, Kartal’dan Merter’e kahve içmeye geliyor” diyor.

Kocadağ aslında sektöre yabancı biri değil. Türkiye’nin yeme içme kültüründe önemli bir yeri olan Sütiş’in üçüncü kuşak temsilcisi. 15 yaşından itibaren Sütiş’te çalışmış ve henüz üniversitedeyken Espressolab’ı kurmuş. Bugün sadece Türkiye’de değil 11 ülkede şubeleri olan büyük bir markaya dönüştürmüş. Yakında marketler ve benzin istasyonlarında tüketiciyle buluşacak yeni ürünler üzerinde çalışıyor. Hedefinde yeni ülkeler ve elbette Türkiye’de pazar liderliği var. Aracıları çıkarmış, kahveyi direkt çiftçisinden alıyor. “Çiftçiyle birlikte çalışarak yıllar içinde geliştirdiğimiz tat sayesinde bir Espressolab kitlesi oluşturdu” diyor.

Sohbet sonunda İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı desteklediğini duyuran Starbucks’a ve boykota geldi. Kocadağ’ın bu konuda söyledikleri bana göre gençler için bir ders niteliğinde, gerçek bir özgüven göstergesi: “Starbucks’a yönelik boykot, düşünüldüğü gibi fırsat olarak gördüğüm bir şey değil. Bana tek kolu bağlı bir rakibe karşı oynamak gibi geliyor. Biz Starbucks’ı zaten geçiyoruz. Bazı şubelerimizde günlük fiş sayılarına baktığımızda Starbucks’tan daha iyi durumdayız. Düşünün biz Türkiye’de Starbucks’tan yüzde 30 daha yüksek bir fiyata kahve satıyoruz. Ve büyümeye devam ediyoruz. Bazı çevreler boykotu bizim yaptırdığımızı düşündüler. Starbucks tüm dünyada boykot ediliyor, bizi nasıl gözlerinde büyüttülerse, uluslararası bir boykotu yöneteceğimize bile inanıyorlar. Kısacası başarımızın boykota bağlanmasına üzülürüm.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Espressolab’ın sahibinden ‘manda spermi kaçakçılığı’ itirafı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!