Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar, İnsanların yapmış oldukları hal ve hareketlere davranış adı verilmektedir. İnsan davranışları kişinin kimliğinin dışa yansımasıdır. İnsanlar bu davranışların birçoğunu öğrenme yoluyla, bazılarını ise refleksle, iç dürtüler ve içgüdüler yoluyla elde ederler. Refleks dıştan ve içten alınan bir uyarmaya karşı vücudun yaptığı uyarma hareketidir. Gözümüze gelen bir tehlikede gözümüzü kapatmamız gibi. Açlık, susuzluk, cinsellik,annelik gibi iç dürtüler de organizmayı harekete geçirir. Bu davranışların bazıları öğrenme ile ilgili olsa da çoğu doğuştan kazanılmıştır. Davranışlar iyi ve kötü olmak üzeri ikiye ayrılır. Yolda giderken yaşlı bir teyzeyi karşıdan karşıya geçirmek iyi davranış örneğidir. Bu davranışı yapan insanın içi de iyidir. Kötü davranışlar sergileyen insanlarda merhamet duygusundan söz edilemez. Mesela hayvanlara eziyet eden insanın içi de kötüdür. İnsanlar bu davranışları nedeniyle ondan uzaklaşır ve ilişkilerini keserler. Sonuç olarak insanlar davranışlarına dikkat etmelidir, başka canlılara zarar vermeden davranışlarını sergilemeli kötü alışkanlıklardan uzak durmalıdır.
Değerli Okuyucular, bu haftaki yazımda ‘’Örnek Davranışlarımız’’ dedim. Daha önceki yazılarımda bu davranışları içeren birçok yazı yazmıştım. 20 Nisan 2021’de yazdığım “Yardımlaşma ve Dayanışma” yazısının canlı bir örneğini 30 Eylül 2021 günü STK temsilcisi olarak katıldığım ilçe SYDV toplantısında yaşadım. Her öğretim yılında okullarda öğrencilere yapılan kıyafet ve kırtasiye yardımlarının durumunu ilçemiz kaymakamı Sayın Talha Altunbaş’a sorduğumda kaymakam bey hocam biz o işi hallettik, reklamı sevmediğimiz için kimse duysun istemedik, sözüyle büyük bir mutluluk duydum. Devlet adamlığı vasfı işte bu. Dört çocuğunu üniversitede okutan bir vatandaşın eğitim yardımı başvurusu görüşülürken Yığılca’da ilk defa böyle bir olaya tanık olduk diyerek gereğinin yapılması önerisini bizlerle paylaşan kaymakamımızın eğitim-öğretim konusunda ne kadar duyarlı olduğunu gördüm. Bir baba, anne düşünün. Bugünkü şartlarda dört evladını hem de dört yıllık üniversitede okutuyor. Gösteriş ve riyadan uzak olarak görevini yapan Kaymakam Talha Bey ve dört çocuğunu zor şartlarda okutan aileyi kutlarım. Günümüzde öyle bürokratlar ve siyasiler var ki devlet imkanları ile yapılanları ballandıra ballandıra anlatıp gazetelere manşet yapıyorlar. Atalarımız: ‘’ Sağ elin verdiğini,sol el bilmemeli. ’’ derken işte bunu anlatmaya çalışmışlar. Yani yaptığımız yardım ve hizmeti reklamdan uzak yapmakla örnek bir davranış sergilemiş oluruz. Geçen hafta yazdığım Yığılca’nın kaymağını yiyenlere burada tekrar seslenmek istiyorum. Yığılca Eğitim ve Yardımlaşma Derneği olarak sizlere yardımcı olabiliriz. Okullarda okuyup ihtiyacı olan yüzlerce Yığılcalı öğrenci var eğer yardım yapmak isterseniz size yönlendirir böylece ilçemiz kaymağını helalından yemiş olursunuz.
Saygıdeğer Okuyucular, örnek davranışlarımız başlıklı yazımızın bu hafta birincisini yazıyorum. Bundan sonraki haftalarda bu konuda yazmaya devam edeceğim. Bu hafta üzerinde durmak istediğim konu selamlaşma ve mesajlaşma . Peygamberimizin bu konuda bazı hadisleri var bunlarda (S.a.v) : ‘’Bir eve girdiğinizde,bir meclise girdiğinizde selam veriniz. Çıktığınızda selamla onları Allah’a ısmarlayınız, Allah’a en çok itaat edeniniz, arkadaşına önce selam verendir. Selamı önce veren kişi kibirden uzaktır. Bir gün Ömer bin Hattab Rasulullah (S.a.v)a gelir Ali Ebu Talip’in kendisini gördüğü halde selam vermediğini söyler. Bunun üzerine peygamberimiz Hz Ali’yi çağırıp sebebini sorar. Bunun üzerine Hz Ali şu güzel sözleri söyler: Ey Allah’ın resulü , sen bir keresinde ‘’Kim din kardeşine ilk önce selam verirse Allah ona Cennet’de bir saray inşa eder. ’’demiştin. Bu yüzden ben de Ömer’in bana ilk selam vermesini istedim, böylece onun cennette bir sarayı olacaktır demiştir. Toplumda barışı, muhabbeti, kaynaşmayı sağlayan selamlaşma dinimizin emirlerinden bir tanesidir. Fakat selamlaşma bazı durumlarda uygun görülmemiştir. Buna göre; tuvalette olanlara, namaz kılanlara, Kur’an okuyanlara, cuma hutbesi dinleyenlere, ezan okuyanlara ve okunurken, yemek yiyenlere selam verilmez afiyet olsun denilir. Kötü bildiğimiz insanlara da selam vermek iyi bir davranıştır. “Merhaba,, günaydın, selamun aleyküm iyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler vb. sözcük ve söz grupları selamlaşmanın Türkçedeki kalıplarıdır. Selam vermek ve almak erdemli kişilerin işidir. Barış Manço’nun dediği gibi: ’’Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi?” Yine Yunus Emre’nin : Biz dünyadan gider olduk,kalanlara selam olsun. Bizim için hayır dua,kılanlara selam olsun. Mevlana’nın dediği gibi: Eğer size üzen kişilere selam verebiliyorsanız bu vicdanınızın sadakasıdır, demiştir.
Değerli ve Sevgili Okuyucular, örnek davranışlarımızdan birisi de mesajlaşmadır. Günümüz teknolojik çağında bu çok büyük önem kazanmıştır. Haberleşmenin en çabuk ve ucuz şekli mesajlaşmadır. İlk mesajlaşma 1992 yılında SMS olarak yapılmıştır. Daha sonra internetin bilgisayar ortamında kullanılması ile iyice önem kazanmış ve yaygınlaşmıştır. Sosyal medya imkanlarının çoğalması ile günümüzde herkesin kullandığı bir haberleşme ve selamlaşma vasıtası olmuştur. Önemli gün ve gecelerde dostlar ve arkadaşlarla haberleşme ve görüşmenin en yaygın hali mesajlaşmadır. Ancak oluşturulan arkadaş, dost, akraba, iş, siyasi, köy, mahalle vb. gruplarda yapılan mesajlaşmalarda amacının dışında mesajlar bazen kırıcı olmakta dostlukları zedelemektedir. Grubu oluşturanlar bazen bundan pişman olmaktadır. Gruplarda mesajlaşma kurallarına herkes uyarsa amacına ulaşır. Dostlarla, arkadaşlarla, bağlı olduğumuz gruplarda örnek davranışlar sergilememiz sevilip sayılmamıza yardımcı olur. Bu üç günlük dünyada bazılarını anlamıyorum.
Dost ve arkadaş gruplarında bazıları kendi egolarını tatmin için dini ve siyasi görüşünü empoze etmeye çalışıyor. Örnek hikaye, davranış, haber ve görsellerin yerine bağlı olduğu cemaat, siyasi görüş ve dünya görüşünü vb. paylaşım ve mesajlarla seviyesini düşürüyor.
Örnek davranış sergileyen İnsanlar, dini inanca göre, dile göre, ırka göre, ulusa göre ayrıştırmayan evrensel görüşlü hümanist kimselerdir. Yaptıkları yardımları gösteriş için değil, Allah rızası için yaparlar. Selamlaşma ve mesajlaşmayı kuralına göre yaparlar. Bu yazımda bazı dostları mesajlaşma konusunda biraz kırdımsa özür dilerim. Biliyorsunuz: ‘’Deniz derindir durulmaz, dostluk ebedidir unutulmaz. ” Dost bazen minik bir kuş, bazen var olmayan sevgili, kimi zaman saksıda bir çiçektir ama asıl dost seni senden çok sevendir. Evet arkadaşım, gülmek varken sürat asmak niye, güldürmek varken ağlatmak niye, güzel sözler söylemek varken kalpleri kırmak niye? Hayat çok kısa arkadaşım ve bu dünyadaki hiçbir şey kırılan kalplere değmez. Mümkünse yaşadığımız bu evrende son demimize kadar davranışlarımızla insanlığa ve gelecek nesillere örnek olmaya çalışalım. Örnek davranışlarımızı ölünceye kadar sergilemek dileklerimle. Sağlıkla, dostça kalın,hoşça kalın.
Veli VERGİLİ : v.vergili59@hotmail.com : Tel :05064189664
3253 kez okundu.