Sevgili okurlarım; Bu haftaki konum, gençlerimizle ilgili. Muhabbet ettiğim her on gençten yedisi, bu ülkede yaşanmaz diyerek vatanından kopmak, yurt dışında yaşamak istiyor. Hatta bazı gençlerimiz, vatandaşlıktan ayrılmayı dahi düşünüyor. Bu düşüncelerin altında yatan nedenler olarak ilk önce siyaset daha sonra geçim kaynağı, ücret adaletsizliği gibi birçok nedenler yatmaktadır. Gençlerimizi bunca karamsarlığa iten neydi? Damarlarımızda Türk kanı, Vatan millet Sakarya, Çanakkale ruhu dediğimiz ruhumuza neler oldu? Bu suç biz ana babalar da mı? Gençlerimiz de mi? Neden gençlerimiz vatanımızda kalmak istemiyor? Oysa biz gelenek göreneklerimizle dünyada başka bir örneği olmayan bir ırk değil miyiz? Bizler kendi içimizde birbirimizi yer bitiririz ama dışa karşı ellerimiz ve yüreklerimiz bir değil mi? Yazık ediyoruz gençlerimize, yazık ediyoruz kendimize. Bir evlat kolay yetişmiyor. Doğumundan itibaren başlayan tatlı telaş, yirmili yaşlara kadar sürüyor ve ondan sonra evladın sana diyor ki ben bu ülkede yaşamak istemiyorum… Baba, oysa evlatlarıyla alakalı ne hayaller kuruyor ne umutlar besliyor içinde… Oğlum okusun, büyük adam olsun, kızım okusun, kendi ayaklarının üzerinde dursun. Bana bir şey olursa kimseye muhtaç olmasın diye ömrümüzü onlara adıyoruz ama maalesef bazı hayatın olumsuz ve karamsar olan kara bulutları çöküyor üstümüze. Tabi burada en büyük pay ülkeyi yönetenlere düşüyor. O kadar üniversite mezunu işsiz var ki ülkemizde, devlet kurumunda işe girmek için ya arkanda dayıların olacak ya da insanın şansı açık olacak. Bilgi ve beceri hep ikinci planda kalıyor. Bunların hiç birisi olmazsa vasıfsız işçi olarak çalışmaya devam etmek zorundasın. Özel kurumlar dahi referans isteyerek işe alım yapıyor, referansın yoksa yine işin çok zor.
Dostlar şimdi bu yazımı siyasete çekip küfredenler, Vatan haini diyenler, mutlaka olacaktır ama ülkemizin kanayan yarasına parmak basmayalım mı? Olumsuz olanları yazmayalım mı? Kurum ve kuruluşlar insanlar tarafından yönetiliyor,
İnsan denen varlık ise hataya açıktır. Bazen doğru bildiği yanlışları uyaran olmazsa hata yapmaya devam etmez mi? Eleştirilmeyen bir insan hatasını anlayabilir mi? Bazı körü körüne eleştiri yapan insanlarda çıkabiliyor elbet… İnat uğruna doğru olduğunu bildiği halde eleştiri yapabiliyor ama onların hedefi farklı.
Neyse dostlar ben konuyu dağıtmamak adına burada yazıma son vermek istiyorum. Gençlerimize ve geleceğimize sahip çıkalım, her ne kadar teknoloji çağında olsak da Vatan sevgisini, Çanakkale ruhunu, on beş yaşında savaşa gidenlerin ruhunu tarihimizi anlatarak evlatlarımıza çocuk yaşta aşılamaya bakalım. Bizler bunu aşılayamazsak ilerde çocuklarımız bizden uzaklaştığında başımıza vurmayalım. Son pişmanlık fayda etmez! Ana babasının öldüğünden dahi haberi olmayan, mezarının yerini dahi bilmeyen bir nesli kendi ellerimizle üretmeyelim. Arkamızdan hayır duası ve bir fatiha okuyacak nesilleri bırakalım bırakalım ki gözümüz arkada kalmasın. Haftaya başka bir konuda buluşmak dileği ile sizleri Allah’ıma emanet ediyor sağlık ve huzurun bol olduğu günler diliyorum.
EMANETİME SAHİP ÇIK OĞUL
Kula kulluk eden sahtedir
Topaç gibi döner durur sanki pervanedir
Bastığın toprak üstü viranedir
Sen Yaradana kul ol oğul
Bu dünyanın vardır elbet sonu
Kalbi güzel olanın cennete düşer yolu
Sen doğru yolda git şaşırma sağı solu
Sen yaradana kul ol oğul
Yaradandır nefes alıp verdiren
Yaradandır göz kapağını kaldırıp indiren
Vallahi güç vermezse çıkamazsın merdiven
Sen yaradana kul ol oğul
Git huzura var secdeye
Gözyaşlarını dök seccadeye
Yüzün dönsün Mekke’ye Medine’ye
Sen yaradana kul ol oğul
Kula kulluk yapma bu dünyalık için
Pişmanlık duyarsın da sorarsın niçin
Bir ömür çalışırsın beş metrelik bez için
Sen yaradana kul ol oğul
Yaradandır baki sen yalansın
Şu üç günlük dünyada oyalanansın
Dalma zevki sefaya hesaba kalansın
Sen yaradana kul ol oğul
Muhtacız nasihate muhtacız doğru söze
Sahip çık baktığın iki göze
Rabbim değdirmesin seni cehennemdeki köze
Sen yaradana kul ol oğul
Günahlarından arın heybene doldur sevabı
Ahirde kolay eylesin Rabbim hesabı
Kana kana içesin cennetteki şarabı
Sen yaradana kul ol oğul
Öğüdümdür sana yabana atma sözümü
Yaşlara bulama benim iki gözümü
Dualarla şenlendir benim özümü
Sen yaradana kul ol oğul
Oğul derimde ayırır mıyım kızımı
Yabana atar mıyım yüreğimdeki aşkımı
Duysun yaradan sizler için yakarışımı
Ben gidiyorum emanetime sahip çık oğul.
3590 kez okundu.